Wednesday, December 15, 2010

İç karar(t)ması.

Biraz evvel elma kesmek istedim. Annemin mutfağıma bıraktığı bir yeşil elma vardı. Ne zamandır kesip yemek istiyorum ama sağ elim malumunuz atel içinde ve tutma, sıkma, kapak açma, çevirme gibi işlemleri yapmam yasak. Sol elimle de kesmeye çekiniyorum, ya bir tarafımı kesersem diye. Öyle kesişiyoruz elma ile bir süredir. Az önce yedim yarısını. Ama zor oldu!

Evde hiç bir şeyi toplayamıyorum. Ağırlık kaldırmam yasak! Mutfak dağınık kalıyor. CD'ler kablolar her yerde. Kıyafetlerimi çıkarınca ters kalıyorlar çünkü düzeltip katlayamıyorum. E-maillerime uzun uzun cevap yazamıyorum. Öğrenci projelerini sol elle okuyorum, bir sürü şey yazmak istiyorum ama yazamıyorum. En fenası sol elimin baş parmağı da ağrımaya başladı çok yüklenmekten.

Şimdi yapma yani işlerini kendin, ne olacak di mi? Mümkün değil. Anne+Baba beni ve ablamı gerilla gibi yetiştirmiş. Her işini kendin görebileceksin, kural bu. Çok müteşekkirim aileme bu konuda ayrı. Ablam da ben de kendini ifade etmeye meraklı işler yapıp üstesinden gelebilecek bireyleriz sayelerinde. Ama yani yardım almayı bilmemek, nasıl da bu kadar bilememek? Mantonuzu tutayım, arabanızı parkedeyim, suyunuzun kapağını açayım? Yok! Neden? Yok!

Fizik tedaviye gitmeye başladım. Doktorlar 7 hafta dedi. Şu anda 4. haftanın içindeyim sanırım. Öyle hemen de çalmaya filan başlayamazsın diye her seansta uyarıyorlar. Tipimde yaramaz kız çocuğu hali olduğu için "tabii tabii"lerime pek inanmıyor olduklarını düşünüyorum. Her fırsatta uyarıyorlar, ama her fırsatta. Anladım sanırım. Öyle hemen konser çalamayacağım. Anladım. Evet...

Fizik tedavi acı verici bir süreç. Elim acıyor, ağrıyor yani her gece. Ama en acı verici olan tarafı her gün Acıbadem'e hastaneye gitmek ve levent'e geri dönmek. Günün ortasında bir zamanda. Akşam trafiğinde köprüden geçmek! Şimdi öyle nasıl araba kullanıyorsun diye sormak gerekebilir tabii? Orasını karıştırmayalım! Şöyle bir durum var anlayamadığım; her akşam o trafikte sağ şeritten bir takım "megan"lar dızzt.. vırrtt..bıt.. filan gibi sesler çıkartarak ayrıcalıklı geçiş istiyorlar. Resmi plaka filan değil. Arkasından da daha kallavi bir takım cipler mipler hızla ilerliyor. Bu şimdi nedir? Bu ayrıcalıklı insanlar kimdir? Neden benden senden bizden daha önemlidir? BOK'mu var? Biz bu "megan"(da)lara niçin yol veriyoruz acaba bilen var mıdır? Bu tedavi sürecinin en sinir bozucu tarafı bu "megan"lar olacak gibi gözüküyor. Vallahi. Taktım ben bunlara!

Konserlere gidesim yok, müzik dinleyemiyorum. Çok fena sinirlerim bozuluyor çalamıyorum diye. Bir de "aman canım sen de biraz çalma ne olacak?" diyenleri de dövesim var. Yani bu çalamıyor olma halinden ne anlayıp acaba bunu söylüyorlar onu anlamak mümkün değil. Hayvani bir his bu, öyle fena bir yerden geliyor ki "dur canım sen , şimdi olmaz" bir durum değil yani. Geldi mi çalman lazım, öyle bir şey! Pazartesi Nublu'da söyledim şarkılarımı. Çok güzel, çok tatlı bir performans oldu, ama o hayvani ve aynı zamanda çocukca çalma isteği orada işte ne yaparsın? Sürekli orada. "Ne zaman? Şimdi? Şimdi değilse ne zaman? Birazdan? Az sonra? Ne kadar sonra?" Çocuğu olanlar biliyordur ne demek istediğimi. İşte aynısı. Öyle.

1 comment:

Nesta said...

öncelikle, geçmiş olsun!
bu kötü olmuş.

doktorlar muazzam! onlar her şeyi bilir. "yapma, etme, sakin ol" derler. çok yavan duyulacak büyük ihtimalle ama; bence elin sana söyler neyi ne zaman yapman gerektiğini..

"biraz da çalma canım, n'olcak" da güzelmiş!
hatta "biraz da 'ol'mayıver, n'olcak.." di mi?..

'meganda'lar ayrı bir kulvar, ayrı bir dünya..